Orhan Veli'nin Bazı Fotoğrafları

Orhan Veli'nin Bazı Fotoğrafları

16 Nisan 2011 Cumartesi

Orhan Veli'nin ölümünün ardından hakkında düşünceler...


1952'de ORHAN VELİ İÇİN NE DÜŞÜNÜYORLARDI?

*Prof. Fahrettin Kerim Gökay (İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı)

Kendini fazla tanımıyorum. Herhalde orijinal bir şairdi. Mehtabı, sahandaki yumurtaya benzettiğini duymuştum. Allah rahmet eylesin.

 *Ümit Belent (İstanbul Kalafatyeri Kürkçükapı 7 numarada tesfiyeci çırağı)

Orhan Veli şiirlerini temiz bir üslupla yazardı. Yumuşak bir tabiate sahipti. İfadeleri içten gelirdi. Şatafattan kaçınırdı.

*Behçet Zorlu (Beyoğlu Balıkpazarı Çiçekçiler Pasajı'nda mezeci ve kokoreçci)

Onu ilk defa pasajda gördüm. Doğrusu çok iyi bir arkadaştı. Kendisini çok severdim. Ölümünü duyunca son derece üzüldüm. Orhan Veli'yi birçok şairden üstün ve Neyzen Tevfik'e yakın bulurdum.

*Neyzen Tevfik (şair)

Aferin be Orhan Veli! Koca bir roman dolu şiirlerinin meftunuyum

Alnımdaki bıçak yarası
Senin yüzünden
Tabakam senin yadigârın

Kendisini çok severdim. Yaşamasını arzu ederdim. Sanat yollarımızda ayrılık yoktu. Hakiki arkadaşlarımdan biriydi. Şimdi yanımdaymış gibi görüyorum. İnce, samimi, içli bir insan ve hayatın şairiydi.

*Hamdi Karadağ (Rumelihisarı mezarlığında mezar bekçisi)

Rahmetliyi sağlığında hiç görmedim ama buraya gömüldükten sonra ziyaretçisi de eksik olmadı. Kadın erkek akın akın buraya gelirler, bana mezarın yerini sorarlar. Bu kabristanda onunki kadar ziyaret edilen kabir yoktur. Ama ne edelim? Hepimiz bir gün öleceğiz. Ne kadar kaçsan, bu kara toprağın altına gitmekten kurtuluş yok arkadaş...

*Lambo Çolakoğlu (Beyoğlu Nevizade Sokak 15 numarada Tekel bayii)

Orhan Veli'yi ne vakit tanıdığımı hatırlamıyorum. Dükkanıma ilk defa geldiği zaman onu çok zamandır tanıyormuşum gibi oldum. Edası ve tavrı ölçülüydü. Gülümsiyerek, nazik bir şekilde benden şarap istedi. O günden başlayarak hayatının son günlerine kadar hep bana uğradı ve birçok arkadaşlarını tanıttı. O sevindiği zaman ben de sevinidim. Üzülünce benim de canım sıkılırdı.

Burada gelip şiir yazdığı olurdu. Eserlerinin değeri Türk edebiyatında göze batar bir hal almağa başlamıştı. Bunu da meslekdaşlarından öğreniyordum. onların tebriklerine tevazu içinde gülümsiyerek karşılık verirdi. Son zamanlarda bir gün bana şahsen şikayette bulundu. Yolda yere düştüğünü, ayağını zedelediğini, bu yüzden birkaç gecedir uyuyamadığını söyledi. Ölümünden bir gün önce de ayağındaki sancı yüzünden çok ıstırap çektiğini anlattı. Birgün sonra da aramızdan ayrıldığını öğrendik. Dükkanımı kapatıp cenazesine gittiğim zaman, tabutunun arkasından nasıl yürüdüğümü anlatamam. Resimlerini ve el yazısını kıymetli bir hatıra olarak saklıyorum.

*Gelengül Tayfuroğlu (1952 yılı Türkiye Güzellik Kraliçesi)

Ben şiirde sadelik ve samimiyet ararım. Orhan Veli'nin şiirlerinde bunu fazlasıyla buldum. Mısralarında çok kuvvetli taraflara rastlıyorum. Hayata karşı alaycı bir edası var. Çoğu zaman onun istihzalarını ben de kendime mal ediyorum. O çeşit meseleler karşısında onun gibi düşünüyorum. Yaşımın küçük olmasına rağmen onun mısralarından büyük bir tat alıyorum.

(16 Kasım 1952, Vatan'ın Sanat Yaprağı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder