Orhan Veli'nin Bazı Fotoğrafları

Orhan Veli'nin Bazı Fotoğrafları

28 Aralık 2011 Çarşamba

YAŞ OTUZ ALTI YOLUN SONU


YAŞ OTUZ ALTI YOLUN SONU


1659 yılında, Londra'da doğan Henry Purcell'in klasik batı müziğinin ilk büyük ustaları arasında saygın bir yeri vardır. Çok genç yaşta Krallık Kilisesi'nin müzikçileri arasına katılmış, kısa sürede önce kral orkestrasının besteciliğine, sonra da Westminster Kilisesi baş orgculuğuna getirilmiştir. Beş yüzden fazla yapıtını otuz altı yıllık ömrüne sığdıran Purcell, sık sık Mozart'la karşılaştırılmıştır. Ne ikisinin de üstün yaradılışlı birer çocuk olmaları, ne de hepsi birbirinden önemli beş yüzü aşkın beste yapmaları değil, ikisinin de topu topu otuz altışar yıl yaşamış olmalarıdır onları yazımıza konuk eden neden...
Yazımızın diğer konuk çiftinden Norma Jean Baker, 1926 yılında doğmuştur. Amerikalı bu sinema oyuncusunun bilinen adının Marilyn Monroe olması da bu yazı için önemli değildir. Gerçek kişiliğiyle yarattığı seksi kadın imajı arasındaki fark nedeniyle, gittikçe sinirli ve hasta bir yapıya sahip olan Monroe, otuz altı yaşındayken intihar etmiştir.
Bu çiftin diğer ünlü kadını, birkaç yıl önce bir trafik kazasında ölen Prenses Diana'dır. Ve O'nu da "otuz altı yaşında ölmüştür" diyerek yazıma konuk ediyorum.
1884-1920 yılları arasında yaşayan hikayeci, Ömer Seyfettin'dir. O'ndan bir yaş küçük olmasına karşılık bir yıl daha yaşamış ve O'nun gibi 36 yaşında ölmüş bir diğer yazar da Şahabettin Süleyman'dır.
Otuz altı yaşında ölen ve yanına da meslektaşını aradığım kişi şair Orhan Veli'dir. 10 Kasım 1950'de Ankara'daki bir belediye çukuruna düşen Orhan Veli bu olayı önemsemez ve İstanbul'a döner. Bir kaç gün sonra, 14 Kasım Salı günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği sırasında fenalaşır. Hastaneye kaldırılır. Alkol zehirlenmesi teşhisini koyan doktorlar, bu doğrultuda tedavi uygularlar. Ancak saat 20.00'da komaya giren Orhan Veli, bütün çaba ve yanlış tedaviler sonucu saat 23.20'de, Cerrahpaşa'da ....................
Ölümünün nedeni, 15 Kasım 1950 Çarşamba günü çıkan akşam gazetelerinde "alkol yüzünden zehirlendi" olarak duyurulur. Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra, Roma, Paris BBC ve Amerikanın Sesi radyoları da aynı anda tüm dünyaya duyururlar.
Oktay Akbal da bu haberi radyodan öğrendiğini söyler ki bakın kim duyurmuştur:
"Orhan Veli'nin ölümünü 14 Kasım 1950 akşamı Ankara Radyo'sundan, Dranas'ın ağzından duymuştum. O gün İstanbul'da ölmüş, Dranas da konuşmasında bunu hemen dinleyicilerine bildirmişti."
16 Kasım günü Sanat Dostları Cemiyeti tarafından yüzünün mulajı (kalıbı) alınır, ardından otopsi yapılır. İşte asıl ölüm nedeni o zaman anlaşılır: Beyin kanaması...
17 Kasım'da cenazesinin kaldırılacağı Beyazıt Camii'nin önündeki kahveler saat 11.00'de dolmuş, saat 12.00'de ise kalabalık öbek öbek toplanmaya başlamıştır. Kimler yoktur ki cenaze töreninde...
Cuma namazından sonra kılınır cenaze namazı, ardından Divanyolu'ndan Gazeteciler Cemiyeti'nin önüne getirilir. Cemiyetin bayrağı yarıya çekilmiştir. Birkaç dakikalık duraklama, yazıcı esnafının son selamıdır. Cenaze Sirkeci'ye kadar eller üzerinde taşınırken, bütün arabalar durup yol verir. Kimi sorar:
- Kim bu?
- Bir şair!...
Bir Mehmetçik 'rap' diye selam durur.
Bütün kitapçılar kepenk kapatır. Bu, şaire son hürmettir. Rumelihisarı'na doğru yol alan cenazenin en önünde 'Yaprak' dergisinin çelengi ve arkada diğer çelenkler vardır. Bunlardan biri, Editörler Cemiyeti'nin çelengi dikkat çeker; çünkü 'Editerler' diye yazılmıştır...
Urumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:
mısraları vasiyet kabul edilerek Aşiyan Mezarlığı'na, güzel bir havada, samimi bir sevgi ile..........
Ölümünden sonra Kaynak ve Varlık dergileri tarafından "Orhan Veli'nin mezarı" için bir kampanya başlatılır. Kaynak dergisi 25 kuruş iken, bu çağrıya para gönderenlerin bir kısmı ve bağışları şöyledir: Suat Taşer (5TL), İbrahim Cücenoğlu (5TL), Kemal Özgür (5TL), M. Surullah Arısoy (5TL), Osman Atilla (5TL), A. Tufan Şentürk (5TL), Mehmet Haşmet (5TL), Zihni Hazinedaroğlu (5TL), Nihat Kuşlu (2.5TL), Rıza R. Öztoprak (2.5TL), Asım Saraç (2.5TL), Hale Eroğlu (2.5TL), Cenap Şahabettin Gedikoğlu (2.5TL), Kemal Çal (2.5TL), Ayhan Hünalp (1TL), Mehmet Batar (1TL), Cahit Tuncer (1TL)....
Abidin Dino hayatının en acı verici projesini hazırlar; bir mezar projesini. Toplanan paralarla; Mimar Nevzat Kemal'in uyguladığı bu projenin üzerine Profesör Emin Barın da şu satırları yazar:
ORHAN VELİ
1914 - 1950

Orhan Veli'nin yanına Sunay Akın ya da Akgün Akova'nın isimlerini yazmaktan korktum hep. Neyse ki ikisi de 36 yaşlarını devirdiler... Fatin Hazinedar ise otuz altı yaşına bastığı zaman içinden "Hadi hayırlısı bakalım" demiş, bir seneyi nefesini tutarak geçirmiştir...
Üçüne de nice mutlu yıllar dilerken, otuz altı yaşımı merakla bekliyorum...
Genç bir şair
Dizelerinin üstüne çıkıp
Kendini asarken bir otel odasında
Göğüslerinde Orhan Veli damgalı
Onlarca bebek dünyaya gelir
Zeynep Kamil'de
Doktorların beyaz elleri arasında
(Fatin Hazinedar)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder